TERS SİTE

TERS SİTE

Süleyman ÖZEROL

mde

Hülya Yüksekol, Almanya’da yaşayan bir Arguvanlı. 2016 sonbaharından beri Arguvan’a hastane yapılması konusunda çaba gösteriyor. Almanya’da bile etkinliklerde, toplantılarda hastane konusunu dile getiriyor. Hatta bir sayfa bile açtı… Yardımcı olmamı istedi. Konu ile ilgili yayınları araştırdım ve “On Binden Aşağısı İnsan Değil mi?” yazım başta olmak üzere gazetede, sitelerde yayınladım zaman zaman. Bir gün de Arguvan’a yataklı sağlık ocağı yapılacağı muştusunu verdi. Mayısta başlanacağını ve sabırla beklediğini de…

24 Mayıs 2018 günü Türkiye’ye geldi ve Malatya’dan arayarak Arguvan’a gidip görüşme yapacağını bildirdi. 28 Mayıs 2018 günü yine aradı. Hava kapalı idi ve öğlen sonrasında iyice kapanıp karardı. Birden yağmur başladı iri damlalarla, birkaç dakika sonra da doluya dönüştü. Dolu kesilince Hürriyet caddesine çıktım. Sel akmayı sürdürüyor, caddeyi temizliyordu. Dikmen Caddesinde bindiğim minibüste radyo, Ankara’da bazı alt geçitlerin yağış sonucu tıkandığını haber veriyordu.

29 Mayıs günü hava gayet açıktı ve yer yer kaynayan bulutlar olmasına karşın yağacağa benzemiyordu. Hürriyet Caddesinden sola dönüp Veda sokağının merdivenini adımlamadan önce köşedeki elma ağacına bakarım. Çünkü “Acaba bahar olmasına karşın dalında kaç elma kalmış” diye merak ederim. Bugün de baktım ve yemyeşil yapraklar arasında büzüşmüş, kirli sarı renkten koyu turuncuya, hatta kahverengiye dönüşmüş bir elma meyvesi gördüm. 2017 Kasımının ilk günlerinde Ballıkaya’dan Ankara’ya döndüğümde dikkatimi çeken bu elma ağacındaki sekiz on adet meyve idi. Yaprakları gazel olup döküldüğünde bile sekiz meyve dalında duruyordu. Kasım geçti, Aralık geçti, Ocak Şubat geçti, Mart geldi, elma neredeyse çiçek açacak, hala dallarında meyveler var. Çiçek açtığında azala azala beş meyve kalmıştı dallarında. Çiçek açtığında dörde, sonra üçe sonra da ikiye düştü. Uzun zaman sonra yeni meyveler ceviz büyüklüğüne ulaşırken geçen yılın meyveleri hala yeşil yapraklar arsından sararıyordu. Ve bugün dikkatlice baktığımda bir meyve görebildim. Anlattığım gibi büzüşmüş bir meyve…

On üç ay önceki meyvesi ile bir ay önceki meyvesi yan yana duran elma ağacı…

Türü, Golden olsa gerek…

Acaba on üç ay boyunca meyveli kalmasının, iki yılın meyvesini dalında taşımasının nedeni ne idi? Ankara gibi karasal iklime sahip elma memleketi olan bir bölgede ilginç bir örnek değil miydi? Veda Sokağından Dikmen Caddesine, oradan Ulus’a Kazım Karabekir Caddesine gittim. Caddenin başındaki üst geçidin yanındaki kirliliği seyrederek indim. Yıllardır çalışmayan iki baştaki asansöre de bakmadan edemedim. Matbaada Hekimhan Dergisinin parasını yatırdım, Karanlıkta açan gül kitabının kapağındaki hatayı düzelttirdim. Gülizar Özgür’den Deli Sevdam sitesinin yazarı olması için gönderdiğim yazıyı onaylamasını istedim. Çok sıcak olduğundan ve balkondan görünen güvercinlerden söz etti.

Evde bir ileti gördüm internette. Bir erkek eşinin hamile olduğunu ve doktorların çocuğun kalbinin sağda olduğunu bildirdiğini yazmıştı. Aradım ve konuştuk, Situs İnversus’u anlattım özet olarak. Situs İnversus mu? Yine kısaca anlatayım…

Olması gereken yerde olmayan, ters kurulum, ters site…

Bunun için yıllar önce bir derleme yaptım ve sekiz kişinin öyküsünü 36 sayfalık Ters Site adlı kitap ile yayınladım. Bir ay önce ise Ters Site’de 25 kişinin öyküsü yer aldı ve 82 sayfaya ulaştı.

İşte bir anı örneği…

“İki Kalbi Var”

Manisa merkez 1989 doğumluyum ve orada yaşıyorum. Fatih İlköğretim Okulunda okuyordum. Dayımın eşi hemşireydi, ameliyatlara giriyordu. Benim iki kalbim olduğunu iddia etmiş, annem ve babam inanmamışlar, kimse de inanmamış ya…

Aradan uzun bir zaman geçmişti, bir gün annem ile kardeşimi sağlık ocağına götürmüştük. Kardeşimin tedavisi bitince annem aile hekimine benden dolayı, “Yengemiz hemşire bu çocuk için ‘iki kalbi var’ diyor, kontrol eder misiniz?” diye sordu. Doktor baktı, önce bir şey anlamadı, kalbimi dinledi, “Kalp atışları zayıf” diyerek hastaneye sevk etti. Hastanede ultrosona girdim, sonuca baktılar ve “İç organların maç yapıyor senin” diyerek güldüler. Meğerse iç organlarımın hepsi yer değiştirmiş…

Malatya Söz Gazetesi, 5 Haziran 2018

Ezeluıque Barakat’ın “Şehir Profilleri”

EZELUIQUE BARAKAT’IN “ŞEHİR PROFİLLERİ”

brktSüleyman ÖZEROL

Arjantin eski konsolosu Ezeluıque Barakat’ın şehir profillerini  geometrik biçimlerle anlattığı “Şehrin Profilleri” adını taşıyan resim sergisi 2 Nisan 2013 günü Galeri Kara’da açıldı.

Çankaya Belediyesi Galeri Kara’da, 2008-2012 yılları arasında Türkiye’de görev yapan Arjantin Büyükelçiliği eski Konsolosu Ezequiel Barakat’ın Türkiye’de geçirdiği yıllardan yola çıkarak oluşturduğu ‘Şehrin Profilleri’ sergisinin açılışı yapıldı. Galeri Kara’nın 3. Yılı etkinliğinden bölümler gösterildikten sonra Çankaya Belediye Başkanı Tanık yaptığı konuşmada, “Ezequiel Barakat, yaz-kış yeşil kalan Karadeniz bölgesini, Anadolu’nun uçsuz bucaksız çorak toprağını, mavisinde kaybolmak istediğimiz Ege Denizinin günbatımı ışıltılarını, insanlık tarihini olumlu ve olumsuz tecrübelerini sırtında taşıyan asırlık gemileri andıran şehirlerimizi yabancı gözüyle ve sanatın eşsiz imbiğinden süzerek ellerimize bırakıyor” dedi.

Ezequiel Barakat, şu an bulunduğu Venezuela’dan İnternet ortamında canlı olarak bağlanarak Galeri Kara’yı görünce, Türkçe olarak, “Oooo! Ne kadar kalabalık?” dedi. Türkiye’de görev yaptığı süre ile ilgili duygu ve düşüncelerini aktardı. Eserlerinde bir sanatçının üzerinde yaşamak isteyeceği ‘hayali şehirler’ ya da ‘kutsal şehirler’ tanımlarını hak eden şehir alanları gibi sembolik kompozisyonların da yer aldığını ifade eden Barakat, amacının özgürlüğü tanımlamak olduğunu belirtti.

Açılışa gelen ressam Cezmi Orhan ile sohbet ederken, Barakat’ı tanıdığını, Türkçeyi konuştuğunu belirti. Barakat’ın tarzının“Geometrik minimalizm” diye tanımlandığını belirtti. Yani anlaşılır biçimiyle, geometrik biçimleri simge olarak kullanarak resim yapma…

Sergiye başka ülke yurttaşlarından katılanların olduğu da görüldü. Hatta zenci genç bir kıza Barakat ile ilgili soru sormak istedim; Türkçe bilebilir diye sordum, Türkçe bilmiyormuş…

Sergi, 2-22 Nisan 2013 tarihleri arasında görülebilir.

EZEQUIEL BARAKAT

Ezequiel Barakat 1970 yılında Buenos Aires, Arjantin’de doğdu. Siyaset Biliminin Uluslararası İlişkiler alanında uzmanlaştığı Buenos Aires Üniversitesi’nde lisansını tamamladı. Prilidiano Pueyrredón Güzel Sanatlar Okulunda görsel sanatlar eğitimlerine, Buenos Aires Recoleta Kültür Merkezi’nde atölyelere katıldı. 1998 ile 2005 yılları arasında ikamet ettiği Meksiko City’de de çizim, resim, sanat tarihi ve sanatsal değerlendirme üzerine çok çeşitli atölyelerde yer aldı. Arjantin ve Meksika’da hem kişisel sergiler düzenleyen hem de grup sergilerine katılan Barakat, Meksiko City’de büyük usta Gilberto Aceves Navarro’nun atölyesine de katıldı.

2008-2012 yılları arasında Türkiye’de görev yapan Barakat’ın Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede resimleri kişisel ve toplu sergilerde yer aldı. Haziran ayında İstanbul’da Cihangir Sanat Galerisinde de sergisi açılacak.

TERS SİTE/Kalbi Sağda Atanlar

TERS SİTE/Kalbi Sağda Atanlar

Kalbi Sağda Atanlardan Bazılarının Öyküleri (Ters Kurulmuş Bedenlerin Öyküsü)
2013 yılından buyana bir kitap çalışmasının içine girdim ve bazı arkadaşların gönüllü olarak öykülerini anlatan yazıları geldi. Bunları belirli bir sayfaya ulaşınca yayınlamayı düşündüm. Ancak az olduğu için 2015 yılının sonuna kadar bekledikten sonra az sayıda yayınlamaya kadar verdim. Derken neredeyse 2015 yılının da sonu geldi. Var olan öyküleri Ocak 2016’da bastıracağım.
İlgilenenlerin öğrenme öykülerini göndermelerini bekliyorum.
SİTÜS İNVERSUS: TERS SİTE 
9 Aralık 2010 tarihinde Sitüs İnversus adını verdiğim kişisel sitemin giriş yazısındaki yazımı bazı eklemelerle sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bu sözcük, “Olması gereken yerde olmayan” anlamını taşır ve ilk yazıda bu öykü edilmiştir. Malatya Yorum gazetesinde yayınlanan bu yazının yanında 1999 yılında yayınlamış olduğum, “Televizyonu Nasıl Buldum?” adlı an-öykü kitabımda da aynı adı taşıyan anımda anlatılmaktadır. Burada anlatılan yalnızca kalbimin sağda oluşudur. Daha sonraki yıllarda diğer tüm iç organlarımın da yerini ters tarafta olduğunu öğrendim elbette…
Acaba dünyaya eleştirel gözle bakmam konusunda bu “ters” yanımın etkisi var mıdır acaba? Her ne olursa olsun ben bir insanım. Tüm insanların her birinin ayrı özellikleri olduğuna göre, benim de demek ki kendime göre özelliklerim var.
Situs inversus kısaca, ters konum, ters durum; Gerekli olan duruma karşıt, zıt anlamını taşır. Olması gereken yerde olmayan, ters kurulum, ters site… Doğuştan gelen ve dünyada bir iki milyonda bir rastlanan kalbin vücudun solunda değil de sağında bulunması durumudur. Bununla birlikte bütün organların sağ sol ekseninde yer değişmiş halde bulunması da olur. Bu durumun Latince adıdır Situs İnversus…
Bu derlemede situs inversus özelliği taşıyan bazı kişilerin bunu öğrenme öyküleri yer almaktadır. Her kişinin öyküsü kendine özgü ve ayrı özellik taşımakla birlikte ortak bir özellikleri var; situs inversuslar! Anatomik yapılarında, yani beden kurulumlarında var olan ters durum mutlaka okuyuculara ilginç gelecektir. Bununla birlikte öykülerin ilginçliğini de göreceksiniz.
Situs İnversuslardan korkmayın. Korkulacak bir şey yok. Ancak “Olması gereken yerde olmayan” organlar gibi, “olması gereken yerde olmayan” insanlar var. Situs İnversus, insana zarar vermezken bu tür insanlar her şeye zarar veriyor. Korkulacak olanlar onlardır.
Saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Süleyman ÖZEROL
15 Eylül 2013

Situs İnversus: Ters Site

SİTUS İNVERSUS: TERS SİTE 12938313_10208549140953728_6971812909511787618_n

9 Aralık 2010 tarihinde Sitüs İnversus adını verdiğim kişisel sitemin giriş yazısındaki yazımı bazı
eklemelerle sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bu sözcük, “Olması gereken yerde olmayan” anlamını taşır ve ilk yazıda bu öykü edilmiştir. Malatya Yorum gazetesinde yayınlanan bu yazının yanında 1999 yılında yayınlamış olduğum, “Televizyonu Nasıl Buldum?” adlı an-öykü kitabımda da aynı adı taşıyan anımda anlatılmaktadır. Burada anlatılan yalnızca kalbimin sağda oluşudur. Daha sonraki yıllarda diğer tüm iç organlarımın da yerini ters tarafta olduğunu öğrendim elbette…

Dünyaya eleştirel gözle bakmam konusunda bu “ters” yanımın etkisi var mıdır acaba? Her ne olursa olsun ben bir insanım. Tüm insanların her birinin ayrı özellikleri olduğuna göre, benim de demek ki kendime göre özelliklerim var…

Situs inversus kısaca, ters konum, ters durum; gerekli olan duruma karşıt, zıt anlamını taşır. Olması gereken yerde olmayan, ters kurulum, ters site… Doğuştan gelen ve dünyada bir iki milyonda bir rastlanan kalbin vücudun solunda değil de sağında bulunması durumudur. Bununla birlikte bütün organların sağ sol ekseninde yer değişmiş halde bulunması da olur. Bu durumun Latince adıdır Situs İnversus…

2011 yılında Ben Bir Situs İnversus adıyla bir site açtım. Tüm sitelerimi bu siteye kısa yol verdim. Yani pek çok konuda bir şeyler arayanlar mutlaka “Situs” ve “Situs İnversus” ile karşılaşıyorlar. Pek çok kişi kartvizitimde de yer alan bu sözcüklerin anlamını soruyor. Dolayısıyla siteye de eklediğim bazı özet bilgileri veriyorum soranlara. İşte birkaç örnek…

Konu: Situs İnversus’tan korkmayın

Situs İnversus’tan korkmayın. Korkulacak bir şey değil… Ancak “Olması gereken yerde olmayan” organlar gibi, “olması gereken yerde olmayan” insanlar var. Situs İnversuslar insana zarar vermezken, bu tür insanlar her şeye zarar veriyor. Korkulacak olanlar onlardır…

Konu: Situs İnversus Bilgileri İçin Birkaç Kısayol

https://tr.wikipedia.org/wiki/Situs_inversus

http://www.saglikbilimi.com/kardiyak-malpozisyon

http://www.google.com/imgres? heart-valve-surgery.com

Derken Facebook’ta gruplar kuruldu ve iletişim güçlendi.

Bu derlemede situs inversus özelliği taşıyan bazı kişilerin bunu öğrenme öyküleri yer almaktadır. Öyküler kendileri tarafından gönderilmiş olup, her kişinin öyküsü kendine özgü ve ayrı özellik taşımakla birlikte ortak bir özellikleri var; situs inversuslar! Anatomik yapılarında, yani beden kurulumlarında var olan ters durum mutlaka okuyuculara ilginç gelecektir. Bununla birlikte öykülerin ilginçliğini de göreceksiniz.

Saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Süleyman ÖZEROL, 15 Eylül 2015

Kalbi Sağda Olanlar

KALBİ SAĞDA OLANLAR

Toplumsal paylaşım sitesi Facebook’ta kalbi sağda olan arkadaşların bildirimleri sonucu aşağıdaki çizelge oluşturuldu. Kalbi sağda olanlardan bu çizelgede yer almak isteyenler sozmezirme@gmail.com adresine yaşadıkları il, adı ve soyadı, doğum yeri tarihini yazarak gönderirlerse çizelgeye eklenecektir.

Süleyman ÖZEROL

BULUNDUĞU İL-ADI VE SOYADI-(Doğum Yılı /Tarihi)
01-ADANA: Yücel ÇİÇEK (1988), Tamer ÇOKRANLAR, 

02-ADIYAMAN: Halit MARDİNLİOĞLU (11.07.1990)

03-AFYON:

04-AĞRI:

05-AMASYA: Duygu AYDIN (1 Mart 1986)

06-ANKARA: Kerem ERASLAN (2010), Doğanay AYKAÇ (   ) , Beyhan Bozkurt (Ankara, 1984), Cem BAŞARAN
07-ANTALYA: Başak Kotan ÇELİK (25 Mayıs 1989), Umut KAPLAN (25 Ocak 1992, Antalya)

08-ARTVİN:

09-AYDIN: 

10-BALIKESİR: Merve ALİŞAN 

11-BİLECİK:

12-BİNGÖL:

13-BİTLİS:

14-BOLU:

15-BURDUR:

16-BURSA : Mustafa ŞAHİN (Bursa, 11 Ağustos 1982) 

17-ÇANAKKALE:

18-ÇANKIRI:

19-ÇORUM: 

20-DENİZLİEfecem ÇIRPAN  (Denizli, 23 Eylül 2009)

21-DİYARBAKIR:

22-EDİRNE: Recep BULUŞ (Keşan 10 ekim 1993)

23-ELAZIĞ:

24-ERZİNCAN:

25-ERZURUM: Hakan KUMCULAR (Erzurum, 1971)

26-ESKİŞEHİR:

27-GAZİANTEP: Nejla BAŞIBÜYÜK (3 Temmuz 1985)

28-GİRESUN:

29-GÜMÜŞHANE:

30-HAKKARİ:

31-HATAY:

32-ISPARTA: Yusuf Doğan (Isparta, 1 Mart 1993)

33-İÇEL: Göktuğ Yılmaz, 29 Eylül 1994

34-İSTANBUL: Saliha Nur AKMAN (1997), Çiğdem Tuğ KOÇ (3 Temmuz 1995)

35-İZMİR: Deniz Erdem ÖZDEMİR (1998),  Sefa Bayrak (15 Temmuz 1994), Zafer ÖZDEMİR, İsmail DOĞAN, Cem GÜLAYLAR,

36-KARS:

37 KASTAMONU:

38-KAYSERİ: Sinan KELEK

39-KIRKLARELİ : 

40-KIRŞEHİR :

41-KOCAELİ :

42-KONYA: Ali DEMIRBAŞ (Konya, 1993), Çağlayan YAMAÇ, 

43-KÜTAHYA:

44-MALATYA: Süleyman ÖZEROL (Hekimhan, 1 Kasım 1953)

45-MANİSA:

46-KAHRAMANMARAŞ:

47-MARDİN:

48-MUĞLA: 

49-MUŞ:

50-NEVŞEHİR:

51-NİĞDE: Gizem İris TOLU (Niğde, 13 Ekim 1994)

52-ORDU:

53-RİZE: Esra YILMAZ

54-SAKARYA: Melike Batı (23 Haziran 1997)

55-SAMSUN: Gülsemin İnal (Bafra, 03 Nisan 1991)

56-SİİRT:

57-SİNOP:

58-SİVAS:

59-TEKİRDAĞ:

60-TOKAT:

61-TRABZON: Ömer Akyüz, Okan Başar (1987)

62-TUNCELİ:

63-ŞANLIURFA: Metin Yıldıztaş, 21 Haziran 1989

64-UŞAK:

65-VAN: İnan Kaya, 5 Ocak 1992

66-YOZGAT:

67-ZONGULDAK: 

68-AKSARAY:

69-BAYBURT:

70-KARAMAN: Hasan Ali BAYRAM (Karaman 1972)

71-KIRIKKALE: Mustafa ŞAHİN

72-BATMAN: 

73-ŞIRNAK: Rahmet BATMAZ (Şırnak, 1971)

74-BARTIN: 

75 ARDAHAN:

76-IĞDIR:

77-YALOVA:

78-KARABÜK:

79-KİLİS:

80-OSMANİYE: 

81-DÜZCE: Gülseren AYINTAP (Düzce, 2 Ekim 1980)

BULUNDUĞU ÜLKE-İL   ADI VE SOYADI (Doğum Yılı ya da Tarihi)

USA  Cleveland: Ruhiye OZKAN (1950)

7. Yalçın Ergin İzmir, Alsancak 0 RH +
8. Berkant Köseoğulu İzmir, Göstepe A RH+
9. Erkan Özfındık Zonguldak A RH+
10. Berk Mert Küçükkaraca Kayseri 0 RH +
11. Ömer Çetin Kayseri A RH –
12. Nurten Yalovaç Ankara AB Rh+
13. Kamuran Cerit Ankara A Rh+
14. Aysel Döner Kayseri A Rh+
15. Afet Keskin Özdemir İzmir, Göztepe A Rh+
16. Melis Vatansever İzmir A Rh+
17. İbrahim Türkoğlu Alanya A RH+
18. Gönül Menteş Ankara A RH+
20. Hüseyin Buğra Yanık Ankara B RH –
21. Ayşegül Kaptan İzmir 0 RH –
22. Öncü Üstündağ İzmir A RH +
23. Rüya Altuntaş İzmir A RH +
24. Salih Mert İzmir A RH+
25. Zerrin Kozak B RH + Eskişehir
26. Efkan Yıldızgözlüm izmir a gurubu –
27. Müslüm Karaca Şanlıurfa ya da Gaziantep 0RH +
28. Büşra Toyran İzmir A RH+
29. Emine Koca Emine Koca İstanbul A RH +
30. Ayşe Koç Karakuş Kahramanmaraş-Çağlayancerit 0 RH +
32. Emre Akmeşe İzmir A RH+
33. Uygar Doğaç Özdemir İzmir Güzelyalı AB RH+
34. İlayda Melek  İzmir, Urla A RH +
36. Hakan Kumcular ErzurumA RH+
37. Süleyman Özerol Malatya Ankara BRH+

Lütfen, emeğe saygı gösteriniz…

LÜTFEN, EMEĞE SAYGI GÖSTERİNİZ…

16 Aralık 2010, k

*

Süleyman ÖZEROL

Belki bir ay oldu olmadı ve bek çok çalışmayı tamamladım, pek çok çalışmam da sürüyor…

Hekimhan Saz köyünden engelli olup 1997 yılında vefat eden (1972-1997) Hüseyin Kılıç’ın şiirlerini “Ölüm Gül Kokan Yar Olsun” adıyla hazırladım ve ölüm günü (9 Nisan) İstanbul’da bulunan kardeşi Devrim mezarını ziyaret etti ve kitabı Malatya’ya da ulaştırdı.

H. Nedim Şahhüseyinoğlu’nun birinci ölüm yıl dönümü çalışmalarını tamamladım. Anma kitabı ile ilgili düzenleme ve düzeltiyi tamamladım. Şahhüseyinoğlu’nun 19 kitabı, benim hakkında hazırladığım “Dirençli Eğitimci Örgütçü ve Araştırmacı H. Nedim Şahhüseyinoğlu” kitabı il birlikte toplam 21 kitap bir bütün olarak anma törenine gelenlere armağan edildi.

Arguvanlı fotoğrafçı-şair arkadaşımız Rıza Parlak’ın yıllardır Arguvan ve köylerinden derlediği “Arguvan Anıları-Anlatıları” adlı kitabın düzenleme ve düzelti çalışmalarını tamamladım. Kapak çalışması ve destek verenler ile ilgili bilgiler geldiğinde basımı yapılacak.

Hekimhanlı hemşerimiz şair Sebahat Kara’nın 1997 yılında çıkan “Düş Gezgini” adlı ilk kitabını (şiir) düzenleme, düzelti ve kapağı ile yeniden basıma hazırladım.

2010 yılında elimde bulunan 500 sayfalık anı kayıtlarını roman biçimine çevirmek için uğraşıyordum. Diğer yandan yazı işleri müdürlüğünü yürüttüğüm iki yayın organını (Malatya Yorum gazetesi ve Arguvan Yolu dergisini) çıkarıyorduk. Ayrıca derleme ve araştırma çalışmalarımı sürdürüyor, araştırma yapanlara ve öğrencilerin tezlerine yardımcı oluyorum. Diğer yandan Ankara’da bulunan Malatyalı  derneklerin Malatyalı  sanatçıların etkinliklerini izliyor,  haber ve makale olarak Malatya basınına gönderiyorum. Eeee… Günlük yaşamım yok mu? Elbette ki vardı…

Yılbaşı sıralarıydı sanırım ya da Şubat… Köyümüzün adıyla birileri site kurmak için çaba gösterdiklerinde yardımcı olmamı istediler. Maddi yardım, yazı ve fotoğraf gibi… Ben de kişisel bir siteye şu an için yardım edemeyeceğimi, çalışmalarımın çok yoğun olduğunu, köy muhtarlığı ya da derneği adına bir site kurulursa en çok yardımı benim yapabileceğimi belirttim. Ancak bazı köylülerimiz küpe bindi; “Süleyman Hoca maddi yardım yapmıyor, yazılarını vermiyor” gibi… Derken site kuruldu ve süreçte 4 yıl sonra da kapandı.  Makale yazma, fotoğraf çekme, derleme ve araştırma yapma alışkanlığı yoktu. Yani köy ile ilgili bilgi altyapısı yoktu kimsede. Bunca zaman zahmet edip de birileri bu konuda çaba da göstermedi.

Bunca zaman geçti aradan ve bir siteye rastladım. Bu sitede http://yenilenenkoyballikaya.wordpress.com/ ve http://ballikaya.webnode.com.tr/ sitelerimde köy ile ilgili ne kadar bilgi varsa alıp yayınlanmış. Gazi Üniversitesi HACI BEKTAŞ dergisinden alınan yazılara yazarların adı yazılmışken nedense benim yazılarım kendi adına yayınlanmış. “Alıntı yapmış” demiyorum, olduğu gibi yayınlamış…

Yani ben 32 yıldan beri derleyip toplayayım, gazetelerde, dergilerde, kitaplarda, sitelerde, radyo ve televizyonlarda sürekli köyümü tanıtayım, siz de kalkın benim bu yazılarımı alın kendi adınıza yayınlayın.

Bu konu yalnızca köy ile ilgili yazılarımda değil diğer bazı yazılarımda da karşıma çıkıyor. Oysa yazıların, şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. alıntı yapıldığında bile kaynak göstermek gerekir. Kaldı ki olduğu gibi alıp kendi adına yayınlamak emeği hiçe saymaktır.

Çalışmalarımı “Yenilenen Köy Ballıkaya” adıyla kitap bütünlüğünde düzenledim. Bunu yapanlar çalışmamı kitap olarak bastırdığımda da alıp kendi adına yayınlayabilecek demektir.

Lütfen, emeğe saygı gösteriniz…

18 Mayıs 2015, Ankara

Torunum İan Deniz Özerol Okulunda Satranç Birincisi Oldu

TORUNUM İAN DENİZ ÖZEROL OKULUNDA SATRANÇ BİRİNCİSİ OLDU

i.dnz.-horz.dnz

Çankaya’nın Oran semtinde bulunan Oran Doğa Koleji birinci sınıf öğrencisi torunum İan Deniz Özerol, okulun anaokulu sınıfları ve birinci sınıflar arasında yapılan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Satranç Karşılaşması birinciliği elde etti.

21 Nisan 2014 günü gerçekleştirilen karşılaşmada ilk üç şu adlardan oluştu:

1. İan Deniz Özerol  2.Çağan Talu 3. Yiğit Efe

Dereceye girenler madalya ile ödüllendirildi. 23 Nisan 2015 günün okulda kutlanan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramında madalyaları sunuldu.

Oğlum Ozan Özerol, İan Deniz’in satranç tutkusu ile ilgili olarak şunları anlattı.

“İan Deniz Özerol Oran Doğa Koleji Anaokuluna başladığı 2013 yılından beri satranç oynuyor. Okulda aynı zamanda satranç kulübüne de üye.

Deniz’in satranca olan ilgisi büyük… Evde de satranç setimiz var. Ben ofisteyken gündüz arayıp akşama maç ayarlıyor benimle. Zaman zaman abisiyle de oynuyorlar.

23 Nisan etkinlikleri çerçevesinde satranç turnuvası yapılacağını duyunca bana gelip “baba satranç turnuvası yapılacak okulda, ben birinci olacağım hediye olarak lego almayı unutma” demişti ve dediğini de yaptı. Aynı gün de söz verdiğimiz gibi legosunu aldık.”

İan Deniz’i kutluyor ve başarılar diliyorum…

Yalancı Yaz

YALANCI YAZ

Handan Seçkin

Gölgen son kez köşeyi döndüğünde öldüm ben

Yetişemedi kalbim, benden önce koştu oysa

Son, saçların gözden kaybolduğunda

Yalancı yaz!

Ah, yalancı yaz!

* * *

Azrail’im oldun, dünya durdu, hayat dondu.

Aramadın, hiç sormadın; bir yazlık mıydı aşkın?

Erken geldi sonbahar, cehennemi yaşattın

Yalancı yaz!

Ah, yalancı yaz!

* * *

Handan SEÇKİN

18 Mart 2015, Erdek